En
iyi “öteki”; elleri arkadan bağlı, yere yüzüstü yatmış ve kuzu kuzu nutuk
dinleyen “öteki”dir.
…..
“18 Ekim 1981
tarihinde siyasal partilerin kapatılmasıyla birlikte 120 yıldan bu yana her
koşulda kesintisiz sürmüş olan “Partili yaşam” sona eriyordu. … Ulusal
nitelikte ilk siyasal parti, siyasal organ ya da kuruluş 1959’da “fedailer
cemiyeti” adı altında tarih sahnesine (adım) atmıştı.”
(Dar Sokakta Siyaset (1980-1983), Yalçın
Doğan, Tekin, İstanbul, 1985, 3. Bası, s. 137)
İlk
siyasi örgütlenmenin ismi, bu coğrafyadaki siyaseti özetliyor.
Kitaba
devam;
“Türkiye’de ilk
siyasal organın tarihe adım attığı 1859 yılından günümüze … 1981 Ekimine dek, …
hiçbir siyasal koşulda, hiçbir iç ve dış koşulda partisiz bir dönemden
geçildiği görülmüyor. Ülke tarihin içinden geçiyor, … Birinci Meşrutiyet…
İkinci Meşrutiyet… Birinci Dünya Savaşı… Ulusal Kurtuluş Savaşı… İkinci Dünya
Savaşı… Bunların tümünde, ülkede siyasal partiler hep var. … Tek parti olmuş,
çok parti olmuş, bazıları kapatılmış, … ama siyasal ve sosyal varlıklarını hep
koruyabilmişlerdir. (Dar Sokakta
Siyaset (1980-1983), Yalçın Doğan, Tekin, İstanbul, 1985, 3. Bası, s. 139)
12
Eylül’ün bu ülkeye getirdiği “ilk”lerden biri de bu olsa gerek.
…..
Sosyal
medyada boy gösteren ilginç kişiler var.
Kimi
gazeteci, kimi köşe yazarı, kimi de TV. deki tartışma programlarının her konuda
uzman konuğu.
Sosyal
medya ilerilerine bakıyorum; biri 2012’inin sonunda hesap açmış. Yani şöyle
böyle ikibuçuk yıl.
Gönderdiği
iletilerin sayısı onaltı bine yaklaşmış.
İletilerinin
saatlerine bakıyorum; neredeyse günün 24 saati ekran başında.
Hiç
uyumuyor, çocuğunu sevmiyor, köşe yazısını yazmıyor, yemek yemiyor ve hatta
tuvalete gitmiyor.
Ya
da bütün bunları yaparken, sosyal medyaya ileti gönderebilme yeteneğini
kullanıyor.
…..
“Sümeyye
Erdoğan’a suikast” savı da asılsız çıkmış.
Savcılık,
suikast planı yapanların yazışmalarının sahte olduğunu tespit etmiş.
Geriye
doğru bakıyorum; taaa “Arınç’a suikast” olayından bu yana, “camiye ayakkabı ile girdiler", "Kabataş saldırısı”
falan derken, şimdi bu…
Bu
yalanlara imza atanların inanç dünyasında, “öbür dünya” mekânı var mı, merak
ediyorum?
#filgunlugu
Bütünü için tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder